Bu Blogda Ara

18 Ocak 2017 Çarşamba

KADER.ONUN KADERİNİ SENİN HAREKETLERİN BELİRLEYECEK.SENİN KADERİNİDE ONUN HAREKETLERİ BELİRLEYECEK.


“Kadere” gelince: İster insana egemen olan dairede meydana gelen olaylar olsun, ister insanın egemen olduğu dairede meydana gelen olaylar olsun, eşyadan, insan hayat ve kâinat maddesinden oluşan ve eşya üzerinde meydana gelen fiillerdir. Bu fiiller bir sonuç olarak ortaya çıkar. Yani bu tür fiilin varlığından bir işin ortaya çıkması gerekir. İşte burada şöyle bir soru gündeme gelmektedir: İnsanın eşyalarda ortaya çıkardığı özellikleri insanın kendisi mi yaratıyor yoksa eşyaları yarattığı gibi eşyalardaki özellikleri de Allah Sübhanehu ve Teâla mı yaratıyor?
İnsanın eşyada ortaya çıkardığı özellikleri dikkatlice inceleyen kimse bunların insanın fiili olmayıp eşyanın özelliklerinden olduğunu fark eder. Eşyanın kendisine ait özelliklerinden bir özellik olmadıkça insanın bir özelliği yaratamaması, eşyalardaki özellikleri insanın yaratmadığının delilidir. Eşyaların kendisine ait olmayan veya kendisinde bulunmayan bir özelliğin insanın isteği ile ortaya çıkması mümkün değildir. Bu nedenle bu işler insanın fiilleri olmayıp eşyanın özellikleridir. Hem eşyaları hem de eşyalardaki özellikleri, takdir ettiği bu özelliklerin dışına çıkamayacağı şekilde yaratan Allahu Teâla'dır. Hurma çekirdeğinde elma değil, hurma bitme özelliği vardır. İnsan menisinde hayvan değil insanın meydana gelmesi özelliği vardır.
Allah Subhenehû ve Teala eşyalarda da belirli özellikler yarattı. Ateşte yakma, odunda yanma, bıçakta kesme özelliğini yaratan ve her şey için aksi yönde hareket edemeyeceği, varlık nizamına göre hareket etmesini sağlayan kanunları koyan Allahu Teâla'dır. Allah Subhenehû ve Teala’nın eşyalar için takdir etmiş olduğu bu özelliklere ters düşen olayların eşyalarda görülmesi harikulade/olağanüstü bir olay sayılır. Böyle bir olay da ancak peygamberlerde görülür ki bu da onlara verilmiş mucizelerdir. Allah Subhenehû ve Teala, eşyalarda belirli özellikleri yarattığı gibi insanda da içgüdüleri ve uzvi ihtiyaçları yaratmış, eşyalarda bulunan özellikler gibi içgüdü ve uzvi ihtiyaçlara da muayyen özellikler vermiştir. Nevi içgüdüsünde meselâ cinsî meyil özelliğini, beka içgüdüsünde meselâ mülk edinme özelliğini, uzvi ihtiyaçlarda meselâ açlık özelliğini yaratmış ve bu özellikleri varlık kanununa göre insan için gerekli kılmıştır.
İşte, Allah Sübhanehu ve Teâla'nın hem eşyalarda yaratmış olduğu belirli özellikler hem de insanda yarattığı içgüdülere ve uzvi ihtiyaçlara "Kader" ismi verilir. Çünkü eşyaları, içgüdüleri ve uzvi ihtiyaçları yaratan ve onlara belirli özellikler veren Allahu Teâla'dır. İnsandaki şehvet duygularının kabarması, gözünü açtığında görmesi, yukarıya atıldığında taşın yukarıya doğru gitmesi, aşağıya doğru atıldığında inmesi gibi fiillerin hiçbiri insanın fiili değildir. Bunların hepsi ancak Allahu Teâla'nın eşyaları bu halde yaratmasının yani eşyayı ve eşyalardaki belirli özellikleri yaratmasının bir sonucudur. Bu nedenle özellikler insandan değil Allahu Teâla'dandır. Bunların meydana gelmesinde kulun kesinlikle herhangi bir rolü yoktur. İşte, "Kader" budur.
Bu açıklamalara göre, "Kaza ve Kader" konusunda "Kader" diye insanın eşyalarda ortaya çıkardığı özelliklere denir. Bu nedenle insanın, eşyalarda takdir edilen özellikleri Allah Sübhanehu ve Teâla'nın yarattığına iman etmesi gerekir.
*****************
Yaratıcı bu kainatı elementlerden yarattığına göre kainatta bulunan her şey eşyadır.
İnsan ve ruh da bir eşya olduğundan,(bu hallere özelliklere) olaylara bu açıdan bakmak gerekiyor ki Problemlerin çözümlenmesi kolay olsun.
FİKİR.
EŞYAYI BAZ,ÖLÇÜ ALDIĞIMIZDA
Vahyin,Son asrın ilim ve teknolojisiyle hazırlanmış açılımı bekleyen Fikri.
VAHİY KONULARI HARİCİNDE,DALINDA UZMANLAŞMIŞ KİŞİNİN GÖRÜŞLERİ GEÇERLİDİR.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
İNSANDAKİ HALLER..(EŞYADAKİ ÖZELLİKLER.) DEN BAZILARI.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir. Fikrin oluşum Süreci ve Aşamaları.
Fikrin çözümlenebilmesi için psikologlar,prof,Alim,filozof bilirkişi vb insanların Film, tiyatro vb şeylerle ilgilenmeleri lazım.

İNSANIN EŞYA OLUŞUNUN DELİLİ.


13 Ocak 2017 Cuma

YARATICININ VARLIĞININ KANITLANMASINDA KULLANILAN MODERN DELİLLER

ALLAH,İnsanın algılama alanının kapsamı dışındadır.(Yaratıcı)





***********************************


Allah’ın Varlığına 3 Açıklamalı Delil




EVRENDEKİ DÜZEN
Dünyamızın düzenine hata bulmak için baktığımızda, su döngüsünden; Dünya’nın güneş etrafındaki hareketine kadar her yerde düzen görürüz. Evrende bulunan düzeni yorumlayan fizikçi Stephan Hawking, alt edici izlenimi şöyle açıklıyor: “Evrendeki düzeni keşfettikçe onun rasyonel kurallarla yönetildiğini bulduk.” [1] Bu gözlem, bilim adamlarının büyük çoğunluğunca paylaşılıyor.
Evren “bilim kuralları” ile yönetildiğinden dolayı bu düzenin nasıl geldiğini sorgulamalıyız. Bu soruya cevap vermenin en etkili yolu sebep-sonuç ilişkisidir. Mesela cep telefonunuzu ele alalım. Telefonunuz camdan, plastikten ve metalden üretildi. Cam; kumdan, plastik; petrolden ve metal de topraktan sağlanıyor. Bir çölde yürüdüğünüzü (yerde yeterince yağ, kum ve metal olan bir çölde) ve oralarda bir yerlerde bir telefon bulduğunuzu hayal edin. Cep telefonunun kendi kendine bir araya geldiğine inanır mıydınız? Güneş ışınlarıyla, esen rüzgarla, yıldırım çarpmalarıyla petrol zeminde kabarcıklar oluşturdu ve kum –metal ikilisiyle birleşince şans eseri yıllar yıllar sonra telefon kendiliğinden bir araya geldi öyle mi?
Hiç kimse böyle bir açıklamaya inanmazdı. Cep telefonu açıkça organize edilmiş bir şekilde bir araya getirilmiş bir şey; yani cep telefonunun bir organizatörünün olduğuna inanmak rasyonel olurdu. Aynı şekilde evrendeki düzene baktığımızda kainatın da bir organizatörü olduğunu söylemek rasyonel değil mi?
Bu “organizatör” en iyi Allah’ın valığı ile tanımlanabilir. Evrendeki düzenin sahibi Allah’tır.
EVRENİN BAŞLANGICI
Eğer bir şey daima var olduysa bir yaratıcıya ihtiyacı yoktur. 20. Yüzyılın ilk yarısında bazı fizikçiler evrenin daima var olduğu görüşünü karara bağladılar. Eğer evren daima var olduysa bir yaratıcıya ihtiyacı yoktur.
Ancak kozmolojiye göre evren 14 milyar yıl önce çoğunluk tarafından Big-Bang olarak bilinen kozmik bir olayla başlamıştır.[2]
Gürültülü ve “Bu ses nereden geldi?” diye sorduğunuz bir patlama hayal edin. “Öylesine oldu.” ya da “Hiçbir yerden gelmedi.” cevabı sizi tatmin eder miydi? Tabii ki etmezdi. “Bu gürültülü patlamanın sebebi neydi?” diye sorardınız. Aynı şekilde Big-Bang’in rasyonel olarak inandırıcı bir nedeni olmalı. Şimdi, “Eğer Big Bang’in bir sebebi varsa bu sebebin sebebi nedir?” sorusunu sorabiliriz. O zaman soralım; bu sebebin sebebi nedir? Ve onun sebebi nedir? Onun sebebinin ve onun da sebebinin sebebi nedir? Fakat bu sonsuza gidemez bu yüzden aşağıdaki örnekten dolayı ilk nedende bitmeli:
Hedefini az önce bulmuş ve sığınağına atış izni için yeniden çağrı gönderen bir sniper hayal edin. Sığınaktaki adam, kendi üslerinden izin alacakları için biraz beklemesini söylüyor. Daha üstte olan adam da ondan daha üs olan adamdan izin istiyor. Ve o da onun üstünden. O da onun üstünden .Eğer bu sonsuza kadar giderse sniper hedefi vurabilir mi?
Bariz bir cevapla, hayır, vuramaz. Vurabilmesinin tek yolu, eğer biri ona izin vermişse başka birinin daha iznini istemeden hedefini vurmaktır. O kişi, sniperın hedefini vurmasının tek nedeni olur. Aynı şekilde Big Bang’in de tek nedene ihtiyacı var.
İlk patlamanın, tüm evreni meydana getirdiği için güçlü olduğu aynı zamanda evreni meydana getiren “bilim kurallarına” sebep olduğu için de zeki olduğu sonucuna varabiliriz. Aynı zamanda bu ilk sebep zamansız, yersiz ve maddesel olmalı çünkü yer, zaman ve madde Big-Bang’de başladı. Sonuç olarak sebepsiz var olduğuğu için evren daima vardı.
Tüm bu nitelikler Allah’ın konseptinin temelini oluşturur.
İNSAN DOĞASI
Tarih boyunca insanların büyük çoğunluğu Allah’a inandı. Öyle görünüyor ki insan aklında onu inanmaya iten bir şey inşa edilmiş.
Son 10 yılı aşkın bir süredir çocukların Allah’a doğuştan inandığını gösteren şaşırtıcı gerçekler ortaya çıkıyor. Oxford Antropoloji ve Akıl Merkezi’nde araştırmacılık yapan son sınıf öğrencisi Dr. Justin Barrett, son 10 yıldır yapılan bilimsel baskınlık araştırmalarının çocukların beyinlerindeki doğal yaratılışın görünenden daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. “Usta birinin arkasında olduğu, doğanın dizayn edilmiş bir yer ve yaşamanın bir amacı olduğuna yatkınlık da bu baskınlığın kanıtlarını kapsıyor.” Dedi. Justin Barrett ayrıca “Eğer bir avuç çocuğu bir adaya bıraksak ve kendi başlarına büyüseler, Allah’a inanırlardı.” Dedi. [3] Açık bir ifadeyle, herkes neden Allah’a inanmalı sorusuna, çünkü beyinlerimiz bu şekilde dizayn edilmiş, cevabını verdi. [4] Allah’a inanmamak insan doğasına aykırıdır. Oxford Üniversitesi’nde Din Psikolojisi uzmanı olan gelişim psikoloğu Dr. Olivera Petrovich, Allah’a inanmanın doğal bir şekilde geliştiğini, ateizmin kesinlikle sonradan kazanılan bir pozisyonda olduğunu belirtti.
Peki yaratıcıya olan bu tabii inanç nereden geliyor? Bu doğuştan gelen bir inanç olduğundan, ayrıca yapılan araştırmaların Allah’a olan inancın toplum baskısından bağımsız ve kültür karşıtı olduğunu gösterdiğinden dolayı toplum tarafından öğretiliyor diyemeyiz.
“Allah bu inancı insana yerleştirmiştir.” Demek, bu inancın en iyi açıklamasıdır. Allah’a inanmanın neden mantıklı olduğuna dair 3 bağımsız neden okudunuz. Allah’a inanmak sadece rasyonel değil, aynı zamanda insan doğasının da bir parçası.
REFERANSLAR
[1] Antony Flew, There Is a God: How the World’s Most Notorious Atheist Changed His Mind
[2] Derek Raine, An Introduction to Science of Cosmology (Astronomy & Astrophysics)
[3] Justin L. Barrett, Why Would Anyone Believe in God?
[4]   http://www.cam.ox.ac.uk/publications-original/why-would-anyone-believe-in-god/
[5] Dr Olivera Petrovich, Childs Theory of World
[6] Justin L. Barrett, Jonathan A. Lanman, The Science of Religious Beliefs



2 Ocak 2017 Pazartesi

İçerdikleri sayılar herhangi bir şey olabilir.

Ademden kardeşim,Sen önce bir Müslüman ol sonra tefarrutını uygularsın. ile ilgili görsel sonucu



Ademden kardeşim,Sen önce bir Müslüman ol sonra tefarrutını uygularsın. ile ilgili görsel sonucu

Vikipedi, özgür ansiklopedi


Bir masaüstü bilgisayarın görünümü
Bilgisayar, kendisine işlediğimiz bilgileri istediğimizde saklayabilen, istediğimizde geri verebilen cihaza denir. İlk elektrikli bilgisayar ENIAC'tır.
Bilgisayarlar tarih boyunca çok farklı biçimlerde karşımıza çıkmışlardır. 20. yüzyılın ortalarındaki ilk bilgisayarlar büyük bir oda büyüklüğünde olup, günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyorlardı. 21. yüzyılın başına varıldığında ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler. Bu kadar küçük imal edilebilmelerinin temel nedeni 1969 yılında yarı iletkenler ile çok küçük alanlara sığdırılabilen devreler yapılabilmesidir. Şu anda kullandığımız bilgisayarlar Intel'in ilk işlemci unvanına sahip olan 4004'ten sonra bilgisayar teknolojisi hız kazanmıştır. Toplumumuz kişisel bilgisayarı ve onun taşınabilir eşdeğeri, dizüstü bilgisayarınıbilgi çağının simgeleri olarak tanıdılar ve bilgisayar kavramıyla özdeşleştirdiler. Günümüzde çok yaygın kullanılmaktadırlar. Bilgisayarın temel çalışma prensibi ikili sayı sistemi yani sadece 0 ve 1 den oluşan kodlamalardır.
İstenilen yazılımı kayıt edip istenilen zamanda çalıştırabilmeleri bilgisayarları çok yönlü kılıp hesap makinelerinden ayıran ana özellikleridir. Church-Turing tezi bu çok yönlülüğün matematiksel ifadesidir ve herhangi bir bilgisayarın bir diğer bilgisayarın görevlerini yerine getirebileceğinin altını çizer. Dolayısıyla, karmaşıklıkları ne düzeyde olursa olsun, cep bilgisayarından süper bilgisayarlara kadar, bellek ve zaman sınırı olmadığı takdirde hepsi aynı görevleri yerine getirebilir.

Jacquard'ın doku tezgâhı ilk kurulabilir aygıtlardandır.

Tarihçe[değiştir | kaynağı değiştir]

Geçmişte 'bilgisayar' olarak bilinen birçok aygıt günümüz ölçütlerine göre bu tanımı hak etmemektedirler. Başlangıçta bilgisayar sözcüğü hesaplama sürecini kolaylaştıran nesnelere verilen bir ad konumundaydı. Bu ilk dönemin bilgisayar örnekleri arasında sayı boncuğu (abaküs) ve Antikitera Makinesi (M.Ö 150- M.Ö100) sayılabilir. Yüzyıllar sonra, Orta Çağ sonundaki yeni bilimsel keşifler ışığında, Avrupalı mühendisler tarafından geliştirilen bir dizi makinesel hesaplama aygıtlarının ilki ise, Wilhelm Schickard'a (1623) aittir.
Ancak, yazılımlanabilir (veya kurulabilir) olmamaları nedeniyle bu aygıtların hiçbiri günümüz bilgisayar tanımına uymamaktadır. 1801 yılında Joseph Marie Jacquard'ın dokuma tezgahındaki işlemi otomatikleştirmek adına ürettiği delikli kartlar ise bilgisayarların gelişme sürecindeki, kısıtlı da olsa, ilk yazılımlanabilme (kurulabilme) izlerinden sayılır. Kullanıcının sağladığı bu kartlar sayesinde, dokuma tezgahı kart üzerindeki delikler ile tarif edilen çizime işleyişini uyarlayabiliyordu.

1837 yılında Charles Babbage, adını Analytical Engine (çözümlemeli veya analitik makine) koyduğu, ilk tam yazılımlanabilir makinesel bilgisayarı kavramsallaştırıp tasarladı. Ancak parasal nedenler ve üzerindeki çalışmalarının sonlanamaması nedeniyle bu makineyi geliştiremedi.
Delikli kartların ilk büyük ölçekli kullanımı ise Herman Hollerith tarafından, 1890 yılında muhasebe işlemlerinde kullanılmak üzere tasarlanan hesap makinesidir. Hollerith'in o dönemde bağlı olduğu işletme ise sonraki yıllarda küresel bilgisayar devine dönüşecek IBM'dir. 19. yüzyılın sonlarına varıldığında, gelecek yıllarda bilişim donanım ve kuramlarının gelişimine büyük katkıda bulunacak uygulayımlar (teknolojiler) ortaya çıkmaya başlamıştılar: delikli kartlarBoole cebiriboşluk tüpleri ve teletip aygıtları.
20. yüzyılın ilk yarısında ise, birçok bilimsel gereksinim, gittikçe karmaşıklaşan örneksel (analog) bilgisayarlar ile giderildiler. Ancak günümüz bilgisayarlarının yanılmazlık düzeyinden hâlâ uzaktılar.
1930'lar ve 1940'lar boyunca bilgisayar uygulayımı gelişmeye devam etti, ve sayısal elektronik bilgisayarın ortaya çıkışı ancak elektronik devrelerinin buluşundan (1937) sonra gerçekleşebildi. Bu dönemin önemli çalışmaları arasında aşağıdakiler sayılabilir:

ENİACvon Neumann mimarisini uygulayan ilk bilgisayarlardandır.
  • Konrad Zuse'nin "Z makineleri". Z3 (1941ikili sayı tabanına dayalı işleyip, gerçel sayılar ile işlem yapabilen ilk makinedir. 1998 yılında Z3'ün Turing uyumlu olduğu kanıtlanmış ve böylece ilk bilgisayar unvanını edinmiştir.
  • Atanasoff-Berry Bilgisayarı (1941) boşluk tüplerine dayalı olup, ikili sayı tabanının yanı sıra, sığaç tabanlı bellek donanımına sâhipti.
  • İngiliz yapımı Colossus bilgisayarı (1944), kısıtlı yazılımlanabilirliğine (kurulabilirliğine) karşın, binlerce tüp kullanımının yeterince güvenilir bir sonuç verebileceğini göstermiştir. II. Dünya Savaşı'nda Alman silahlı kuvvetlerinin gizli iletişimlerini çözümlemek için kullanılmıştır.
  • Harvard Mark I (1944), kısıtlı kurulabilirliğe sahip bir bilgisayar.
  • ABD Ordusu tarafından geliştirilen ENIAC (1946), onluk sayı tabanına dayalı olup ilk genel kullanım amaçlı elektronik bilgisayar unvanına sahiptir.
ENIAC'ın olumsuz yanlarını saptayan geliştiricileri, daha esnek ve zarif bir çözüm üzerinde çalışıp, artık saklı yazılım mimarisi veya daha çok von Neumann mimarisi olarak tanınan tasarımı önerdiler. Bu tasarımdan ilk olarak John von Neumann (1945) yılında gerçekleştirdiği bir yayında söz etmesinden sonra, bu mimariye dayalı olarak geliştirilen bilgisayarlardan ilki Birleşik Krallık'ta tamamlandı (SSEM). Aynı mimariye bir yıl sonra kavuşan ENIAC'a ise EDVAC adı verildi.
Günümüz bilgisayarlarının neredeyse tamamının bu mimariye uyumlu duruma gelmesi ile bilgisayar sözcüğünün tanımı olarak da kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu tanıma göre geçmişteki aygıtlar bilgisayar olarak sayılmasalar da, tarihsel bağlamda yine de o biçimde anılmaktadırlar. Her ne kadar 1940'lardan bu yana bilgisayar uygulayımı köklü değişiklikler geçirmiş olsa da, çoğunluğu von Neumann mimarisine sadık kalmıştır.

1980'lerde Bir IBM PC
Boşluk tüpüne dayalı bilgisayarlar 1950'ler boyunca kullanımda kaldıktan sonra, 1960'larda daha hızlı ve ucuz olan geçirgeç (transistör) tabanlı bilgisayarlar yaygınlık kazandı. Bu etkenlerin sonucunda bilgisayarların daha önce görülmemiş bir düzeyde toplu üretimine geçirildi. 1970'lere varıldığında tümleşik devre uygulayımı ve Intel 4004 gibi mikroişlemcilerin geliştirilmesi sayesinde bir kez daha büyük bir başarım ve güvenilirlik artışının yanı sıra, maliyet düşüşü de yaşandı. 1980'lerde artık bilgisayarlar, çamaşır makinesi gibi günlük hayat kullanımındaki birçok makinesel aygıtın denetleyici donanımlarındaki yerlerini almaya başlamışlardı. Yine aynı dönemde, kişisel bilgisayarlar yaygınlık kazanıyorlardı. Son olarak 1990'lardaki Internet'in gelişimi ile de bilgisayarlar televizyon ve telefon gibi alışılmış birer aygıt hâline gelmişlerdir.
Von Neumann mimarisine göre bilgisayarlar başlıca dört bileşenden oluşurlar bilgisayarda aritmetik mantık vardır.

von Neumann mimarisine göre bilgisayar yapısı.

Bellek[değiştir | kaynağı değiştir]

Bir bilgisayarın belleği, sayılar içeren bir hücreler bütünü olarak düşünülebilir. Her hücreye yazılabilir ve içeriği okunabilir. Her hücrenin kendisine özel bir adresi vardır. Bir komut örneğin 34 sayılı hücrenin içeriğini 5.689 sayılı hücreyle toplayıp 78. hücreye yerleştirmek olabilir. İçerdikleri sayılar herhangi bir şey olabilir, sayı, komut, adres, harf, vb. İçeriğinin doğasını ancak onu kullanan yazılım belirler. Günümüz bilgisayarlarının çoğunluğu veriyi kaydetmek için ikili sayıları kullanır ve her hücre 8 bit (yani bir bayt) içerebilir.

Mikroişlemci von Neumann mimarisinin temel öğelerindendir.

Kişisel bilgisayar: (1) Ekran(2) Ana kart (3) İşlemci (CPU) (4) Bellek (RAM) (5) Genişletme Kartları (PCI-X, AGP, v. b.) (6) Güç Kaynağı (7) Optik Disk Sürücü (DVD, CD, v. b.) (8) Sabit Disk (9) Klavye (10) Fare
Dolayısıyla bir bayt 255 farklı sayıyı ifade edebilir, bunlar ancak 0 dan 255'e veya -128 den +127'ye olabilirler. Yan yana yerleşmiş birden fazla bayt kullanıldığında ise (genelde 2, 4 veya 8) çok daha büyük sayıların kaydedilmesi mümkün olur. Çağımız bilgisayarlarının bellekleri milyarlarca bayt içermektedirler.
Bilgisayarlarda üç adet bellek türü bulunur. İşlemci içerisinde yer alan yazmaçlar, son derece hızlı ancak çok sınırlı sığaya sahiptirler. İşlemcinin çok daha yavaş olan ana belleğe olan erişim gereksinimini gidermek için kullanılırlar. Ana bellek ise Rastgele erişimli bellek (REB veya RAM, Random Access Memory) ve Salt okunur bellek (SOB veya ROM, Read Only Memory) olmak üzere ikiye ayrılır. RAM'e istenildiği zaman yazılabilir ve içeriği ancak güç sürdüğü sürece korunur. ROM'sa sadece okunabilen ve önceden yerleştirilmiş bilgiler içerir. Bu içeriği güçten bağımsız olarak korur. Örneğin herhangi bir veri veya komut RAM'da bulunurken, bilgisayar donanımını düzenleyen BIOS ROM'da yer alır.
Son bir bellek alt türü ise önbellektir (cache memory). İşlemci içerisinde yer alır ve yazmaçlardan büyük sığaya sahip olmanın yanı sıra ana bellekten de hızlıdır.

Sabit diskler bilgisayarların en çok tanınan Giriş/Çıkış birimlerindendirler.
Giriş/Cıkış bir bilgisayarın dış dünyadan veri alışverişinde bulunmak için kullandığı araçtır. Yaygın olarak kullanılan giriş birimleri arasında klavye ve fare, çıkış için ise ekran (veya görüntüleyicimonitör), hoparlör ve yazıcı sayılabilir. Sabit ve optik diskler ise her iki görevi de üstlenirler.

Bilgisayar ağları[değiştir | kaynağı değiştir]

Bilgisayarlar 1950`lerden beri çoklu ortamlar arasında bilgi koordinasyonu kurmak amacıyla kullanıldı. ABD ordusunun (SAGE) sistemi bu tür sistemlerin geniş kapsamlı ilk örneğiydi ve bu sistem (Sabre) gibi birçok özel amaçlı ticari sisteme öncülük etti. 1970'lerde ABD'li mühendisler ordu içerisinde yürütülen bir tasarı çerçevesinde bilgisayarları birbirleri ile bağlayıp (ARPANET), günümüzde bilgisayar ağı olarak bilinen yapının temellerini attılar. Zaman içerisinde bu bilgisayar ağı, ordu ve akademik birimler ile de sınırlı kalmayıp genişledi ve bugün milyonlarca bilgisayar içeriden Bilgisunar (İnternet veya Genel ağ) oluştu. 1990'lara gelindiğinde ise, İsviçre'nin CERN araştırma merkezinde geliştirilen Küresel ağ (World Wide WebWWW) adlı iletişim kuralları, e-posta gibi uygulamalar ve ethernet gibi ucuz donanımsal çözümler ile bilgisayar ağları yaygınlık kazandılar.

Donanım[değiştir | kaynağı değiştir]


Disket sürücü, sabit disk ve optik diskin bulunduğu çevresel birimlerin toplandığı standart tip bilgisayar kasası
Donanım kavramı bir bilgisayarın tüm dokunulabilir bileşenlerini kapsar.
Donanım örnekleri
Çevresel birimler (Giriş/çıkış)GirişFareKlavyeOyun çubuğuTarayıcı
ÇıkışMonitörYazıcıHoparlör
Her ikisiDisket sürücüSabit diskOptik disk
Bağlantı birimleriKısa menzilRS-232SCSIPCIUSB
Uzun menzil (Bilgisayar ağları)EthernetATMFDDI

Giriş/çıkış birimleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Giriş/çıkış, bilgi işlem dizgesinin değişik işlevsel birimleri (alt sistemleri) arasındaki iletişimi veya bu arayüzlere doğrudan bilgi sinyallerini göndermeyi sağlar.
Girişler, değişik birimlerden alınan sinyallerdir. Çıkışlar ise bu birimlere gönderilen sinyallerdir. I/O aygıtları bir kullanıcı (veya başka sistemler) tarafından bilgisayar ile bağlantı kurabilmek için kullanılır. Örnek olarak, klavye ve fare bilgisayarın giriş aygıtlarıdır. Ekran, hoparlör ve yazıcı ise bilgisayarın çıkış aygıtlarıdır. Değişik aygıtlar bilgisayar ile bağlantı gerçekleştirebilmeleri için giriş ve çıkış sinyallerini kullanırlar. Modem ve bağlantı kartları örnek olabilir.
Klavye ve fare kullanıcıların fiziksel hareketlerini giriş olarak alırlar ve bu fiziksel hareketleri bilgisayarların anlayabileceği düzeye getirirler. Çıkış birimleri ise (yazıcı,hoparlör,ekran gibi) giriş sinyali olarak bilgisayarın ürettiği çıkış sinyallerini alırlar ve bu sinyalleri kullanıcıların görebileceği ve okuyabileceği çıktılara çevirirler.
Bilgisayar mimarisinde merkezi işlem birimi (CPU) ve ana bellek bilgisayarın kalbini oluşturmaktadır. Çünkü bellek kendi talimatları ile merkezî işlem birimindeki verileri doğrudan okuyabilir ve merkezi işlem birimine doğrudan veri yazabilir. Örnek olarak, bir disket sürücüsü I/O sinyallerini dikkate alır. Merkezi işlem biriminin I/O yöntemlerini sağlaması alt düzey bilgisayar programlamacılığında aygıt sürücülerinin tamamlanmasına yardımcı olur.
Üst düzey işletim sistemleri ve üst düzey programlamacılık ideal I/O kavramlarını ve temel öğeleri ayırt ederek çalıştırmaya olanak sağlamaktadır. Örneğin C programlama dili yazılımların I/O'larını düzenlemek için içerisinde fonksiyonlar bulundurmaktadır. Bu fonksiyonlar dosyalardan veri okunmasını ve bu dosyaların içerisine veri yazılmasını sağlar.

Yazılım[değiştir | kaynağı değiştir]

Yazılım kavramı bilgisayardaki özdek (maddi) olmayan tüm bileşenleri tanımlar: yazılımlar, iletişim kuralları ve veriler hepsi yazılımdır.
Yazılım
İşletim sistemiUnix/BSDUNIX VAIXHP-UXSolaris (SunOS), FreeBSDNetBSDIRIX
GNU/LinuxLinux dağıtımları
Microsoft WindowsWindows 3.0Windows 3.1Windows 95Windows 98Windows NTWindows CEWindows XPWindows VistaWindows 7Windows 8 Windows 8.1 Windows 10
DOSDOS/360QDOSDRDOSPC-DOSMS-DOSFreeDOS
Mac OSMac OS X
Gömülü ve Gerçek zamanlı işletim sistemileriGömülü işletim sistemleri dizelgesi
KütüphanelerÇoklu ortamDirectXOpenGLOpenAL
Yazılımlama kütüphanesiC kütüphanesi
Verilerİletişim kuralıTCP/IPKermitFTPHTTPSMTPNNTP
Belge biçimleriHTMLXMLJPEGMPEGPNG
Kullanıcı arayüzüGrafiksel kullanıcı arayüzü (WIMP)Microsoft WindowsGNOMEKDEQNX PhotonCDEGEM
Metinsel kullanıcı arayüzüKomut satırıKabuk
Diğer
UygulamaOfisKelime işlemciMasaüstü yayıncılıkSunum yazılımıVeri tabanı yönetim sistemiHesap çizelgesiMuhasebe yazılımı
Bilgisiyar ErişimiTarayıcıE-posta istemcisiKüresel ağ sunucusuAnlık ileti yazılımı
TasarımBilgisayar destekli tasarımBilgisayar destekli yapım
GrafiklerHücresel grafik düzenleyiciYöneysel grafik düzenleyici3B modelleyiciCanlandırma düzenleyici3B bilgisayar grafikleriVideo düzenlemeGörüntü işleme
Sayısal sesSayısal ses düzenleyiciSes oynatıcı
Yazılım mühendisliğiDerleyiciÇeviriciYorumlayıcıHata ayıklayıcıMetin düzenleyiciTümleşik geliştirme ortamıBaşarım incelemesiDeğişiklik denetimiYazılım yapılandırma yönetimi
OyunlarStratejiMaceraBulmaca, Benzetim, Rol yapma oyunuEtkileşimli kurgu
EkYapay +Antivirüs yazılımıBelge yönetici

Programlama dilleri[değiştir | kaynağı değiştir]

Programlama dilleri
Programlama dilleri listesiProgramlama dillerinin bölümsel listesiProgramlama dillerinin abecesel listesiİngilizce tabanlı olmayan programlama dilleri
Çokça kullanılan Assembly dillerix86
Çokça kullanılan Yüksek düzey dillerBASIC[DelphiCC++C#COBOLDFortranJavaLispPascal
Çokça kullanılan Betik dilleriBourne shellJavaScriptPythonRubyPHPPerl

Kişisel Bilgisayarların Kilometre Taşları[değiştir | kaynağı değiştir]


1950-1970Büyük kurumlarda anaçatı bilgisayarlar kullanılıyordu.
1971Yonganın geliştirilmesiyle bilgisayarlar çok küçük hâle geldi. Kişisel kullanıma yönelik ilk bilgisayar satıldı. Kendi monitörü yoktu, televizyon ekranını kullanıyordu.
1975Bir ekranı ve klavyesi takılı olan ilk bilgisayar satıldı. Bilgisayara "Uzay Yolu" adlı televizyon dizisindeki bir gezegenden esinlenilerek Altair adı verilmişti.
1977Tamamı birleştirilmiş, ekranı ve klavyesi bulunan, kullanıma hazır halde ilk bilgisayar üretildi.
1981Bir ABD şirketi olan IBM, ilk kişisel bilgisayarı üretir. Kısa süre sonra diğer şirketler, IBM gibi kendi bilgisayarlarını tasarlar.
1983Applefaresi olan bir bilgisayar olan Macintosh'u üretir. Bilgisayar çizgeleri (grafik) kullanılmaya başlanır.
1985Microsoft şirketi Windows 1.0'ı piyasaya sürer.
1992Linus Torvalds, Linux 1.0'ı duyurur.
1997Avuçiçi bilgisayarlar piyasaya yeni yeni çıkar.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]